Erol Güngör; benim olmam gereken bir insan ve bilim adamıydı. Olamadım. Yaşında ölmem gereken şahıstı; ölemedim… O veya benzeri olamadım ama onun gibi ve o yaşta ölürüm duygusunu zihnimden sıyıramadım. O olamadım ama ölümüme kadar bir şeyler üretme gibi Güngör’ün yüklediği ahlakî sorumluluğu zihnimden, elimden ve sırtımdan atamadım. Çalışıyorum…
Erol Güngör’ü unutamadım, hiçbir gün aklımdan ve yüreğimden atamadım; ve işte şimdi tutamadım kendimi… Çünkü seziyorum ki, çünkü bilin ki; Mevlâ, otuz beş yıl önce, onu tam da karşısında görüverdiğinde şöyle demiş olmalı: “Azîzim safa geldin”…
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.